Miçotakis Yunanistan-Bulgaristan-Romanya Üçlü Zirvesine Katıldı

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis Varna’da Yunanistan-Bulgaristan-Romanya Üçlü Zirvesine katıldı.

Bulgaristan’ın Varna kentinde Yunanistan-Bulgaristan-Romanya Üçlü Zirvesine katılan Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, “İşbirliğimizi hem ikili hem de çok taraflı düzeyde ve daha geniş bölgede derinleştirme konusunda mutabakata vardık ve bu, Moldova Enerji Bakanı’nın Euxino-grand’daki varlığıyla da kanıtlanıyor” ifadesini kullandı.

Başbakan Miçotakis  konuşmasında şunları dile getirdi:

“Görüşmemiz, İsrail’in kendi topraklarında maruz kaldığı terör saldırısının gölgesinde kaldı. Avrupa ve tüm medeni dünya gibi, sivillere ateş açılması, masum vatandaşların kaçırılması, hatta ölülerin köpekle avlanması gibi olaylarda gördüğümüz gerçekten dehşet verici görüntüleri kınıyor ve elbette İsrail’in meşru müdafaa hakkını tanıyoruz. Bu katliamın bir an önce sona ermesi gerekiyor.

Atina, Sofya ve Bükreş, tüm kilit konuları aynı noktada buluşarak ele alıyor ve bu, yakın zamanda imzaladığımız ortak deklarasyona açıkça yansıyor ve dostum Bulgaristan Başbakanı’nın da dediği gibi, üçlü koordinasyonu ve bu planın Avrupa Birliği ve ayrıca diğer uluslararası kuruluşlar bünyesinde nasıl kullanılabileceğini ele alarak bunun mümkün olabileceği yeni biçime odaklanıyor.

Örneğin NATO çerçevesinde işbirliğimizin hayati önemini tartıştık. Yunanistan-Bulgaristan-Romanya yakıt boru hattının modernizasyonu gibi projeler son derece kritik. Zirvede de belirttiğim gibi Yunanistan, ülkelerimiz arasındaki enerji bağlantılarında merkezi bir rol oynuyor ve oynamayı hedefliyor. Geçen yıldan bu yana kuzey komşularımıza doğalgaz ihracatını dört katına çıkardık.

IGB boru hattı ilk faaliyet yılını tamamladı ve hatta Moldova’ya kadar akaryakıt taşıyor, böylece tüm Güneydoğu Avrupa’nın enerji güvenliğini koruyoruz. Yakında Dedeağaç’ın yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma ünitesi hizmete girecek. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaya devam edeceğiz ve elbette ülkemizi ve tüm bölgeyi uluslararası ara bağlantıların ve yeşil enerjinin dolaşımının merkezine dönüştürmek istiyoruz. İlk istasyonlar tabii ki Bulgaristan ve Romanya, ki bu da elbette geliştirmekte olduğumuz yeni bölgesel enerji vizyonunda da özel bir yere sahip olan elektrik bağlantılarının güçlendirilmesini gerektiriyor.

Mevkidaşlarım ve ben, Batı Balkanlar ve Doğu komşularının Avrupa rotasının bölgede istikrarın kaldıracı olabileceği konusunda da anlaştık. Ayrıca, Birliğin Güneydoğu Avrupa’daki en eski üyesi olan Yunanistan’ın, 2000 Selanik Zirvesi’nden bu yana yaklaşık yirmi yıldır Batı Balkanlar’a yönelik Avrupa perspektifini desteklediğini de hatırlatmak isterim. Bu ülkelerin Avrupa ailesine giden yolu buradan başladı. Bununla birlikte, spesifik yol perspektifinin, aday ülkelerin Avrupa müktesebatına uyarlanmasından geçtiğini tekrarlamak istiyorum; bu, açıkça uluslararası hukuka saygı anlamına gelir, ancak aynı zamanda hukukun üstünlüğü kurallarına da mutlak saygı anlamına gelir. Ve açıkçası her üç ülke de bu konuda katkı sağlamaya hazır.

Dikey yola odaklanan, ancak esas olarak stratejik limanlara bağlanan demiryolu akslarına odaklanan yetkili Komiserin burada bulunmasının nedeni budur ve Avrupa Birliği’nin Baltık Denizi, Karadeniz ve Karadeniz’in yeni Demiryolu Yük Koridoru haritasının Ege Denizi’ne yönelik girişimini özellikle memnuniyetle karşılıyoruz.

Bu, ülkelerimizin bu kadar büyük altyapı projelerinde işbirliği yapabildikleri zaman, daha geniş bölgeyi ilgilendiren projeler için eninde sonunda daha fazla Avrupa fonu talep edebileceklerinin sadece bir kanıtıdır, ancak şunu da söyleyebilirim ki, daha geniş anlamda Avrupa’nın jeopolitik istikrarı da buna ek olarak Avrupa’nın jeopolitik istikrarıdır. Son dönemde ülkemizin de üç deniz inisiyatifine dahil edilmesi işe yarıyor ki artık buna artık Ege’yi de dahil ettiği için dört deniz denmesi gerekiyor.

Belki de üç ülke arasındaki bu yeni bağlantıya verdiğimiz önemi tam olarak simgeleyen bir şehir olan güzel ve misafirperver Dedeağaç’ta bir araya gelmek üzere randevumuzu tazeledik. Devletlerimiz her zaman Avrupa Birliği’nin desteğiyle bölgemizdeki tüm halkların yararına olacak bir ulusötesi işbirliği modelini teşvik etmektedir.”